12 Ocak 2025 Pazar
News
Sivas ve Tokat’ın yüksek rakımlı bölgelerinde doğal olarak yetişen üvez meyvesi, özellikle şifalı özellikleriyle dikkat çekiyor. Ağacı iki yılda bir meyve veren bu meyve, dalından toplandıktan sonra kararıp olgunlaşarak tüketiliyor. Turuncu ya da sarı renkte toplanan üvez, kış aylarında tezgahlarda yerini alıyor ve sağlık arayanların ilgisini çekiyor.
Pazarcı Ahmet Şarkışla, üvez meyvesinin nasıl tüketildiğini şu şekilde açıkladı:
“Sivas’ta bizim burada üvez diye bilinir. Bu meyveyi dalından topladıktan sonra mutfağa asıyorsunuz. 10-15 gün içerisinde kararıp olgunlaşıyor. Soğuk algınlığına, tansiyona ve bağırsaklara iyi geliyor.”
Üvez meyvesinin faydaları arasında şunlar yer alıyor:
Tansiyon düzenleme: Düşük tansiyonu dengelemede etkili olduğu düşünülüyor.
Şeker hastalığı: Doğal bir destek olarak kan şekerini düzenlemeye yardımcı oluyor.
Bağırsak sağlığı: Sindirimi kolaylaştırarak bağırsak hareketlerini destekliyor.
Soğuk algınlığı ve grip: Bağışıklık sistemini güçlendirdiği biliniyor.
Böbrek hastalıkları: Doğal bir idrar söktürücü olarak etkili.
Bu özellikleriyle üvez meyvesi, özellikle doğal yollarla şifa arayanlar için önemli bir seçenek sunuyor.
Üvez meyvesi dalından toplandıktan sonra hemen tüketilmiyor. Olgunlaşma süreci için sabır gerekiyor. Şengül Mısırlıoğlu, bu süreci şöyle anlattı:
“Babalarımız meyveleri alır, karanlık odalara asardı. 10-15 gün içinde kararırlardı. Kararanları alıp yerdik. Misafirlerimize de ikram ederdik. Çok faydalı olduğunu büyüklerimizden duyardık.”
Meyvenin karardıktan sonra yenmesi, hem tadının iyileşmesini hem de faydalarının artmasını sağlıyor.
Kış aylarında Sivas ve Tokat pazaryerlerinde kolayca bulunabilen bu meyve, geçmişte olduğu gibi günümüzde de doğal şifa kaynağı olarak görülüyor. Doğal olarak yetişen, kolayca saklanabilen ve birçok hastalığa iyi gelen üvez, alternatif bir tedavi aracı olarak dikkat çekiyor.
News
Sağlık Bakanlığı, geçtiğimiz günlerde medyada yer alan “Mide balonu artık yasak” haberlerine ilişkin doğru bilgiyi kamuoyu ile paylaştı. Bakanlık, bu haberlerin kaynağının Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’nun (TİTCK) resmi açıklamalarından olduğunu belirterek, durumun farklı boyutlarını aydınlattı.
Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu, bir firmaya ait mide balonu sisteminin uygulanmasını tedbir amaçlı durdurduğunu duyurdu. Bakanlık açıklamasında, “BİR FİRMANIN MİDE BALONU SİSTEMİ TEDBİR AMAÇLI DURDURULDU” ifadesine yer verildi.
TİTCK’nin 02 Ocak 2025 tarihli resmi duyurusuna göre, ilgili firmanın mide balonu sistemine ait tüm barkodların AB Komisyonu’ndan gelecek nihai karara kadar piyasaya arzı, bulundurulması, önerilmesi veya teşhir edilmesi durduruldu. Ayrıca, ürünün TİTCK Ürün Takip Sistemi’ndeki hareketleri kısıtlandı.
Fransa, söz konusu mide balonu ürününün uygun olmayan koşullarda takılmasının hastalarda risk yaratabileceği gerekçesiyle, sistemin kendi ülkesinde uygulanmasını yasakladı. Bu adımın ardından Fransa, ürünün tüm Avrupa’da yasaklanması için AB Komisyonu’na başvuruda bulundu.
Sağlık Bakanlığı’na bağlı TİTCK, Fransa’nın aldığı karar sonrasında harekete geçerek, AB Komisyonu’ndan gelecek nihai karara kadar bu mide balonu sisteminin Türkiye’de uygulanmasını durdurdu. Konuya ilişkin AB Komisyonu’ndan çıkacak sonucun yakında açıklanması bekleniyor.
Bu gelişmeler, sağlık alanında alıcı ve düzenleyiciler için önemli bir süreç olarak değerlendiriliyor. Sağlık Bakanlığı ve TİTCK, vatandaş sağlığını korumak adına bu tür önlemleri titizlikle uygulamaya devam edecek.
News
Kulak ağrısının en yaygın nedenlerinden biri enfeksiyonlardır.
Orta Kulak Enfeksiyonu (Otitis Media): Orta kulakta sıvı birikimiyle meydana gelir. Özellikle çocuklarda görülen bu durum, ağrı, işitme kaybı ve ateşle kendini gösterir. Tedavi edilmediğinde kronikleşerek kalıcı işitme problemlerine yol açabilir.
Dış Kulak Enfeksiyonu (Otitis Externa): “Yüzücü kulağı” olarak bilinen bu enfeksiyon, kulak kanalında nemin uzun süre kalması sonucu oluşur. Şişlik, kızarıklık ve ağrı belirtileriyle ortaya çıkar.
Çene eklemi bozuklukları da kulak ağrısına neden olabilir.
Belirtiler: Kulak çevresinde ağrı, çiğneme sırasında zorlanma ve çene kilitlenmesi.
Tedavi: Fizik tedavi, gece plağı kullanımı veya cerrahi müdahalelerle çözülebilir.
Bademcik veya boğaz iltihapları, yansıyan ağrılarla kulağı etkileyebilir.
Tonsilit ve Farenjit: Yutkunma sırasında artan ağrılarla belirti verir. Antibiyotik tedavisi ve bol sıvı tüketimi genellikle etkili bir çözümdür.
Sinüslerdeki iltihaplanma veya üst solunum yolu enfeksiyonları kulaklarda baskı yaparak ağrıya neden olabilir.
Belirtiler: Burun tıkanıklığı, baş ağrısı ve kulakta dolgunluk hissi.
Tedavi: Dekonjestanlar, tuzlu su spreyleri ve antibiyotik kullanımıyla iltihap kontrol altına alınır.
Diş çürükleri veya apseleri, kulak ağrısı şeklinde kendini gösterebilir.
Nasıl Anlaşılır?: Diş hassasiyeti veya ağrı kulakla birlikte görülür.
Tedavi: Diş tedavisiyle ağrılar hafifletilebilir.
Zona virüsü kulağı etkilediğinde ciddi sonuçlara yol açabilir.
Belirtiler: Kulakta şiddetli ağrı, döküntüler, yüz felci ve işitme kaybı.
Tedavi: Antiviral ilaçlar ve kortikosteroidlerle erken müdahale önemlidir.
İç kulakta sıvı birikimi sonucu oluşan bu hastalık, baş dönmesi ve kulak ağrısıyla kendini gösterir.
Belirtiler: Vertigo, kulakta çınlama ve dolgunluk hissi.
Tedavi: Tuz kısıtlaması, diüretikler ve yaşam tarzı değişiklikleri ile kontrol altına alınabilir.
Kulak ağrısı ve kaşıntısı 3 günden uzun sürüyorsa veya şiddetliyse mutlaka bir uzmana başvurun. Evde uygulanan kontrolsüz tedavi yöntemleri, hastalığın ilerlemesine veya yeni sorunların ortaya çıkmasına neden olabilir.
News
HIP teknolojisi, bağışıklık sistemine karşı “görünmez” hücreler oluşturmayı hedefliyor. Hücrelerin yüzey proteinleri değiştirilerek bağışıklık sisteminin onları tehdit olarak algılaması engelleniyor. Bu yöntem sayesinde geleneksel nakillerde ihtiyaç duyulan bağışıklık baskılayıcı ilaçlar (immünosupresyon) ortadan kalkıyor. Bu ilaçların yan etkilerinden korunmayı sağlayan HIP teknolojisi, tedavilerde önemli bir avantaj sunuyor.
Uppsala Üniversitesi Hastanesi iş birliğiyle yürütülen çalışmada, UP421 adlı terapötik hücrelerin bir tip-1 diyabet hastasına nakli gerçekleştirilmiş ve dört hafta sonunda umut verici sonuçlar elde edilmiştir:
Bu gelişme, insülin enjeksiyonuna bağımlı tip-1 diyabet hastaları için yepyeni bir umut ışığı olmuştur. Geleneksel yöntemlerin aksine, HIP teknolojisi sayesinde bağışıklık reddi olmadan yapılan nakiller, tedavi sürecinde devrim niteliği taşımaktadır.
Sana Biotechnology, bu teknolojiyi yalnızca tip-1 diyabet için değil, birçok farklı hastalığın tedavisinde de kullanmayı hedefliyor. Bu çığır açan yöntem, yalnızca diyabetle değil, aynı zamanda bağışıklık reddinin sorun olduğu diğer hastalıklarla mücadelede de kritik bir rol oynayabilir.
Kaynak: diyabetimben.com
News
1 Ocak 2025 itibarıyla yürürlüğe girecek yeni uygulama, aile hekimleri ile hastaneler arasındaki iletişimi dijitalleştiriyor. Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, bu entegrasyonun aile hekimleri ile sağlıklı hayat merkezlerini hastanelerle birleştirdiği vurgulandı.
Yeni sistemin en dikkat çekici özelliklerinden biri, aile hekimlerinin hastanelerden doğrudan tetkik talep edebilmesi. Örneğin INR, röntgen, mamografi ve yenidoğan kalça ultrasonografisi gibi tetkikler, artık hastane poliklinik kaydı yapılmadan gerçekleştirilebilecek. Tetkik sonuçları ise aile hekimlerinin kullandığı dijital sistemde otomatik olarak görüntülenecek.
Aile hekimleri, kayıtlı hastaları için hastanelerden özel kontenjanlarla randevu alabilecek. Merkezi Hekim Randevu Sistemi (MHRS) üzerinden sağlanacak bu kontenjanlar, yalnızca aile hekimine kayıtlı bireylere ayrılacak. Böylece hastalar, muayene sürecini daha hızlı bir şekilde tamamlayabilecek.
Aile hekimleri, muayene sonrası yönlendirdikleri hastalar için hastane hekimlerinden geri bildirim alabilecek. Hastane hekimleri, hasta değerlendirmelerini dijital sistem üzerinden aile hekimleriyle paylaşarak hasta takibini kolaylaştıracak. Bu sayede tedavi süreci daha verimli hale gelecek.
Tetkik talepleri, hastalara benzersiz bir kod ile iletilecek. Hasta, bu kodla hastaneye başvurduğunda herhangi bir ek muayene veya randevu işlemine gerek kalmadan tetkiklerini yaptırabilecek. Ancak bu kodlar, 3 iş günü içinde kullanılmazsa geçerliliğini yitirecek.
Sağlık Bakanlığı’nın yeni düzenlemeleri kapsamında, Sağlıklı Hayat Merkezleri ile diğer sağlık kuruluşları arasında entegrasyon sağlandı. Hekimler, hastalarını danışmanlık hizmetlerinden faydalanmaları için Sağlıklı Hayat Merkezlerine yönlendirebilecek. Bu yönlendirmeler, diyetisyen, psikolog, sosyal çalışmacı gibi uzmanlarla iletişimi kolaylaştıracak.
Sağlıklı Hayat Merkezleri personeli, son üç hekim bilgi notuna ve hastanın 90 gün içinde yaptırdığı tahlil sonuçlarına kolaylıkla ulaşabilecek. Vatandaşlar ise tüm tahlil ve tetkik sonuçlarını e-Nabız sisteminden takip edebilecek.
Sağlık Bakanlığı, dijitalleşme çalışmalarının aile hekimliği uygulamalarını modernize ederek daha hızlı ve etkin bir hizmet sunmayı hedeflediğini açıkladı. Bu sistemin sürdürülebilirliği için il sağlık müdürlükleri ve hastaneler güncellemeleri takip edecek.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.
