Dünyada 7 Gençten 1’i Ruh Sağlığı Sorunlarıyla Mücadele Ediyor

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

DSÖ tarafından yapılan değerlendirmeye göre, çocuklar ve gençler hızla gelişen fiziksel, bilişsel ve duygusal süreçler nedeniyle ruhsal sağlık sorunlarına daha yatkın. Ghebreyesus, bu durumun erken yaşta ele alınmasının önemine dikkat çekerek, “Çocuklar ve gençler için ruh sağlığı hizmetlerine erişim ve bakım kalitesinin artırılması gerekiyor,” dedi.

Ruh sağlığı sorunlarının gençler üzerindeki etkisine değinen Ghebreyesus, intiharın 15-29 yaş arası bireyler için üçüncü en sık ölüm nedeni olduğuna dikkat çekti. Bu veriler, gençlerde ruhsal destek hizmetlerine erişimin hayati önem taşıdığını bir kez daha gözler önüne seriyor.

DSÖ ve UNICEF’ten Rehberlik Çağrısı

DSÖ ve Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), her ülkeye çocuklar ve gençler için ruh sağlığı hizmetlerini iyileştirme çağrısında bulundu. Tedros Adhanom Ghebreyesus, bu girişimin değişim yaratabileceğine olan inancını şu sözlerle ifade etti:
“Bu rehberliğin değişime ilham verebileceğine inanıyorum.”

DSÖ, rehberlik çalışmaları kapsamında ülkelerin mevcut sağlık sistemlerini güçlendirmeye ve ruh sağlığı hizmetlerini yaygınlaştırmaya yönelik çözümler sunuyor.

Erken Müdahale Hayati Öneme Sahip

Uzmanlara göre, gençlerin ruhsal sağlık sorunlarının erken teşhis edilmesi ve tedavi edilmesi, ileride daha ciddi psikolojik ve fiziksel problemlerin önlenmesi açısından kritik bir rol oynuyor. Araştırmalar, çocukluk döneminde yeterli destek almayan bireylerin yetişkinlikte daha fazla ruhsal sağlık sorunlarıyla karşılaştığını gösteriyor.

Sağlıklı bir ruhsal gelişim için önerilen bazı temel adımlar şunlardır:

• Çocuk ve gençlerin duygusal ihtiyaçlarına odaklanma
• Ruh sağlığı hizmetlerine erişim imkanlarının artırılması
• Aile ve eğitim kurumlarının farkındalık düzeyini artıracak eğitim programları

Ruh Sağlığı Sorunlarının Sosyal Etkileri

Gençlerde artan ruh sağlığı sorunları, yalnızca bireyleri değil, toplumları da etkiliyor. Bu durum, eğitimden sosyal ilişkilere kadar pek çok alanda kalıcı etkiler bırakabiliyor. İntihar oranlarının artışı ve depresyon gibi yaygın ruhsal bozukluklar, toplumların sağlık sistemleri üzerinde büyük bir yük oluşturuyor.

Tedros Adhanom Ghebreyesus, bu sürecin bireylerin yaşam kalitesini düşürdüğünü ve gelecekteki sosyal ve ekonomik sorunları derinleştirdiğini belirtti.

Hedef: Daha Kapsayıcı Ruh Sağlığı Politikaları

DSÖ ve UNICEF, ruh sağlığı sorunlarına karşı daha kapsayıcı ve etkin politikalar oluşturulması gerektiğinin altını çiziyor. Bunun için ülkelerin sağlık sistemlerinde şu başlıklara öncelik vermesi gerektiği ifade ediliyor:

• Ruh sağlığı hizmetlerine ayrılan bütçelerin artırılması
• Psikolojik destek hizmetlerine erişimin yaygınlaştırılması
• Gençler arasında farkındalık kampanyalarının düzenlenmesi

Ghebreyesus, ülkelerin bu konuda alacağı önlemlerin uzun vadede hem bireyler hem de toplumlar için önemli faydalar sağlayacağını vurguladı.